İlk Dido Sotiriyu(*)'nun Matomena Homata(**)'sı ile başladı bu lanet aslında ... Önce yaşamlarını doğduğu toprakların çok ötesinde, savaşın sürüklediği acı dolu bir sürgün hikayesiydi beni çarpan.Amele taburlarında başlayıp, İzmir'de devam edip "Yunanistan'da bir Türk tohumu" olmanın sürgün yalnızlığını hissettirdi yüreğimde.Sonrasında tırnağın etinden kopması gibi ayrılmak zorunda kalan bir halkın, Türkiye'deki "Rum'ların" o acılı sesinin tınısı düştü üzerime.Acısını türkülerine işlemiş bir halkın öyküsü aslında Rembetiko ...Türkiye'de Rum, Yunanistan'da Türk olmanın masum yalnızlığını ve acılarını hissettiriyor melodilerde.Aya Irini kilisesindeki görüntülerine rast geldiğim hoş bir rembetiko örneği , Tzibaepi (Yanarım) ...
Aya Irini'deki Konser Videosu
Not : Isteyen amele desin ancak ben Eleni'nin yorumunu daha çok beğeniyorum (Her ne kadar orijinal hali gibi olmasa da)
[*]Türkçe'ye çevrilmiş kitaplari arasinda buyruk (Beloyannis'in öykusü), benden selam soyle anadolu'ya (ki orijinal tr. ismi kanli topraklar) ve ölüler bekler isimli kitaplari olan yunan marxist kadin yazar.Lütfen ayrıntılı biyografisini için google'a abanınız.Ha bu arada Türk Yünan dostluğu derneğinin kurucu üyesidir unutmadan.
[**] Benden Selam Söyle Anadoluya romanı 1992 Abdi İpekçi Barış Ödülünü al(mış)dı (tabi yanlış hatırlamıyorsam).Düzeltiyorum 1982 imiş ... Ohaa :(
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder